DİĞER
“Turan, Lewis’in ‘Batıda demokrasi ile çok sesli müzik, Doğuda demokrasi zaafı ve tek sesli müzik’ arasında kurduğu bağın aslında ona özgü ve yeni olmadığını hatırlattıktan sonra bu bakışın ne denli sığ olduğunu vurguluyor; tek sesli makamsal müziğin 'Doğunun geri kalmışlığının ve pespayeliğinin başlıca sembolleri arasında algılanmasına' tepkisellikten uzak bir sorgulama ile cevap veriyor.”
“Alt tabaka diye bir şey yok. Lezbiyenler, translar, boşluğu neyle doldurursanız işte, yok. Sadece insanlar var, karmakarışık bir enerji bütünüyüz, farklı kabiliyetlerimiz var, siyahın en koyu tonundan beyazın en açık tonuna her renkteyiz.”
K24'te Ekim ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yazar, fotoğrafçı ve ödüllü belgesel filmci Yevgenia Belorusets'in Ukrayna'da savaş başladığında tutmaya başladığı günce, dünyadaki pek çok yayın organıyla birlikte K24'te günü gününe yayımlanıyor. Savaşın bir şehre ve şehir sakinlerinin gündelik hayatına yaptıklarını sade gözlemlerle aktaran bu güncelerin tüm arşivine buradan ulaşabilirsiniz...
"Bence herkesin savaş hakkında düşünüp konuşmaya hakkı var. Bu bizim ortak acımız, insanlığın ortak acısı. Olanlardan, bir bakıma bütün dünya sorumlu. Şiddet eylemi bu – kan dökmek, gaddarlık ve soykırım. Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir kişi bununla kendi arasında bir bağ kurabilmeli."
"Eğer kendin olman yasa dışı ya da hastalık sayılsaydı ne yapardın? Üstelik kimileri bu 'hastalığın' tedavi edilebilir olduğuna inansaydı? Ve bu hastalığa çare olacak yöntemler geliştirip, klinikler, kamplar açsalardı?"
"Saramago, peşinen doğru kabul ettiğimiz bütün olguları titiz bir cerrah gibi parçalara ayırmayı ve sonra da onları bambaşka bir şekilde bir araya getirmeyi sever. Böylece bizlere her şeyin –hem de ilkine hiç benzemeyen– bir alternatifinin kurulabileceğini gösterir. Her olay, durum, vaka farklı bir şekilde cereyan edebilir. Onu her okuyuşumuzda buna iyimserlikle ikna oluruz."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"12 Mart’ın yakın tanığı iken kendisini 'yükümlü' yazarlardan saymadığı anlaşılan Gizli Emir ve İsa’nın Güncesi romanlarının yazarı Melih Cevdet Anday, toplumsal olanın romanını yazarken 'olduğu gibi aktarmak' yerine imgesel bir dille bireyin dünyasına yönelmiştir."
Şeylerin, hatta hayatın, tüm anlam ve önemi kültle ilişkisi üzerinden belirleniyordu artık. İlke çok açık: Bana yararı olmayana hayat hakkı tanımam
Türkiye ormancılığının ciddi bir revizyona ihtiyaç duyduğu açıktır. Ancak bu revizyon mutlaka konunun bütün taraflarının katılımıyla ve ortak akılla yapılmalıdır
Bitkinin bir korku figürüne dönüşmesine, gotik ve botaniğin iç içe geçmesine şaşmamak gerekir. İnsan ölünce bitkinin besini olur. Doğa, insan türü için ölüm demektir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.